Film gibi emek savaşı

İstanbul’da hayat felç edilmişken Nakış İşçileri Birliği üyesi yüzlerce işçi inat etti, 1 Mayıs’ta tam 13 km yürüdü. İki yıllık mücadeleleri “tarihi” anlarla dolu.

Şurası kesin, Nakış İşçileri Birliği’nin hikâyesi Türkiye emek mücadelesi tarihinde nadide bir yerde duracak. Hele bazı sahneler film gibi akıyor önünüzde. 1 Haziran 2013 de öyle, son 1 Mayıs da. Güzel yanıysa hepsinin gerçek olması.


100 yıla sınırdan bakmak

Yeni çiçeklenmiş kayısı ağaçlarının arasından Arpaçay’ın kıyısına indiğimiz o anı unutamayacağım. Önümüzde usul akan, genişliği bazı yerde on metre olan çayı, iri taşlardan zıplayıp geçebilirdik istesek. Ama karşı tarafa gidebilmek için biz karadan neredeyse 1200 kilometre yol yapmıştık. Çünkü durduğumuz yer Kars’ın Digor ilçesine bağlı Halıkışlak köyüydü, karşısı ise Ermenistan’da Armavir’e bağlı Bagaran.


Patronsuz bir fabrika neye benzer?

İki eski makine kalmış, her yer harap ama onlar inatla kazak üretmeye devam ediyor. Alacaklarıyla açıkta kalan Kazova işçileri bir ilke imza attı. Bomonti’deki fabrikanın içindeyiz…


‘Konuşuyoruz ama bakma içimiz çürümüş’

Yıllarca aradığı kardeşinin kemiklerini elleriyle toplamak… 1995’te 13 yaşındayken gözaltında kaybedilen Seyhan Doğan’ın kemikleri bulundu. Abisi Kadri Doğan ve ailesinin evindeyiz.


Militarizm panayırından manzaralar

Lunapark eğlencelerinden Kurtlar Vadisi Beylikdüzü simülasyonuna uzanan sahnelerle, haki renkli bir pazar burası. Kapılarını kapatan 11. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’ndan notlar…


Mevzuatın ‘duymadığı’ bir hikâye

19 yaşındaydı, Kerem Kant’ın kulaklarında bir uğultu ve işitme kaybı başladı. Asıl derdi bürokrasi olacaktı. Duymayan kulaklarıyla askere alındı. Hâlâ SGK’ya ‘özürlü’ olduğunu kanıtlayamadı.


Kendin pişir, kendin ye; kendin kaz, kendin bul

Ayhan Efeoğlu’nun kemiklerini arayan 80 kişi. Üstelik bu bazılarının ilk ‘kazısı’ değil. Ne ülke ama…


18 yıl önce yakılmış köyünde bir saat

Qerneh/ Günedoğmuş köylüleri 94’ten sonra ilk kez kazma kürekleriyle köylerine girdiler, ama sadece bir saat kalabildiler. Çünkü…


‘Şehit derneği’ kışla ölümlerini soruyor

İlk kez bir ‘şehit derneği’ kışlalardaki şaibeli asker ölümlerine dair bir açıklama yaptı. Çoğuna oğullarının intihar ettiği söylenmiş.


“Ağar kadar taş düşsün başına”

Cezaevindeki Mehmet Ağar’ın dün ziyaretçileri vardı. Cumartesi Anneleri/İnsanları Aydın’a giderken otobüslerindeydik.