Pınar Öğünç / https://www.pinarogunc.com/yazi/roportajlar/konusuyoruz-ama-bakma-icimiz-curumus/

‘Konuşuyoruz ama bakma içimiz çürümüş’

Yıllarca aradığı kardeşinin kemiklerini elleriyle toplamak… 1995’te 13 yaşındayken gözaltında kaybedilen Seyhan Doğan’ın kemikleri bulundu. Abisi Kadri Doğan ve ailesinin evindeyiz.

Karşımda bitkin bir adam var; ağzından çıkan her kelimenin sırtına ağırlık olarak bindiğini görüyorum. İftara yarım saat kala varmışız, bütün gün taksisinde direksiyon sallamış, dediği gibi susuzluktan ‘kâğıt gibi kurumuş’ ama ondan değil bitkinliği. Karşımda 18 sene evvel 13 yaşındaki kardeşi bir gece don-atlet gözaltına alınıp daha da yüzünü göremeyen bir adam var. Yıllarca annesiyle babasının kardeşinin akıbeti peşinde nefes tüketişini izleyip ikisini de gözleri açık toprağa veren bir adam. Elleriyle çıkardığı kemiklerin, kardeşine ait olduğu Adli Tıp raporları tarafından tescillenen biri. Derken ezan okunuyor. Kadri Doğan’ın ailesiyle sofraya geçiyoruz.

29 Ekim 1995’te, sabaha karşı 3 civarı Mardin, Dargeçit’te baskın yapılan evlerden biri onlarındı. Kapıyı açan 13 yaşındaki Seyhan o anda, 9 yaşındaki kardeşi Hazni ertesi gün onun yerine oğlakların, kuzuların başındayken gözaltına alındı. Kadri Doğan göz çarpmasın, nazar değmesin diye köye sokmadıkları sürülerinden söz ediyor. 300 mü, 500 mü hayvanları var, hepsi telef edilecek. Varlıklı bir aile ama askerden dönüp köyü yanmış, dümdüz bulduğunda, kaçışılan büyük şehirlere taşınamayacak bir varlık söz ettiği.

Aynı gece gözaltına alınan Süleyman Seyhan (57), Hikmet Kaya (24), Abdurrahman Coşkun (21), Abdullah Olcay (20), Mehmet Emin Aslan (19, onun da kemiklerine erişilecek), Nedim Akyön (16) ve Davut Altınkaynak’tan (13), Seyhan Doğan gibi bir daha haber alınamadı. İki yaş büyüğü Seyhan’ı Filistin askısında ters gören, işkence gösterilen, işkence dinletilen 9 yaşındaki Hazni bir biçimde sağ çıkabildi oradan. Kadri Doğan’ın şimdi 14 yaşını süren, Galatasaray Meydanı’nda tanımadığı amcasının fotoğrafını taşıyarak büyüyen Evin diyor ki, “Dal gibidir Hazni amcam, hiç kilo alamaz”.

O dosyaya zamanında takipsizlik kararı verildi ve dendi ki “Bu kişiler dağa çıktı, bizde değil”. 2009’da ailelerin Ergenekon davasına müdahillik talepleri de reddedilmişti. Kadri Bey diyor ki “Şimdi içerdekilere bakın, bir tanesi bize, Kürtlere yaptıklarından dolayı değildir”.
Aileler Galatasaray Meydanı’nın parkelerini eritti yıllar içinde, davanın peşini bırakmadı. En son 2009’da soruşturma dosyası tekrar açıldı. Mardin İnsan Hakları Derneği’nin de ısrarlı takibiyle 2012’de Dargeçit’in Bağözü Köyü’nde kazı çalışması yapıldı.

‘DEVLETTEN DAVACIYIM’

Doğan ailesinin misafiri olduğum İstanbul, Kanarya Mahallesi’ndeki bu ev 1996’da alınmış. “Seyhan göremedi, İbrahim göremedi” diyor Kadri Bey. İbrahim de yan sehpadaki, üzerine ince tığ işi atılmış fotoğraftaki genç. “İbrahim için de ne var diyebiliriz, ne yok” diyor Doğan. 25 yıl önce PKK’ya katılmış. Sonra da emin olabilecekleri bir haber yok.

Daha gidişi tazeyken Seyhan’ın akıbetini öğrenemeyen anne Asiye Doğan, ki Med TV’ye canlı bağlanıp “Devletten davacıyım, oğlumu istiyorum” diyen kadın, yayın biter bitmez kapısına dayanılmış. Kadri Doğan o sırada İstanbul’da yaşıyor. Bir gün Gündem’i açıyor ki annesinin fotoğrafı; yanında ‘Oğlundan haber alınamıyordu, şimdi de ondan haber alınamıyor’ yazıyor. Deliye dönüyorlar. Tam 11 gün sonra ağır işkenceden fiziksel ve ruhsal olarak enkaz halinde Dargeçit dışına bırakıvermişler kadını. Seyhan’ın kemiklerinin bulunduğunu öğrenemeden üç yıl önce Kanarya Mezarlığı’na bıraktılar onu.

Eşi gibi o da oğullarının izini ararken gözaltına alınmışlığı bulunan Ramazan Doğan, Galatasaray Meydanı’nı devraldıysa da, o da uzun yaşayamadı, takati yetmedi. Kanarya Mezarlığı’nda yer de kalmamıştı. Evin bir köşesinde etrafı pullu, payetli, çiçekli bir çerçevede Orhan Doğan var. Merhum Ramazan Doğan’la dayı çocukları.

‘EMİR VERENLER NEREDE?’

Önce ‘koruculuktan caymış’ birinin işaret ettiği bir yer kulaklarına geliyor. Seyhan’dan iz umuduyla açılıyor; yok. Fakat ahali bütün köye başka bir gözle pürdikkat bakarken bir su kuyusu keşfediyor, üzerinde taş. Kadri Doğan, “İçi briket, duvar parçaları dolu. Bu taşlar ayaklarıyla gelecek değil. Kaldırmaya başladık Hazni’yle. Üç-dört saat taş çektik. Tandır gibi düşün, dibe doğru büyüyor. Sonra yanık ağaç parçaları küller çıkmaya başladı. Bir kazak, bir ayakkabı, bir kafatası, bir böyle kazma sapı gibi bacak kemiği, başka kemikler… Kimyasal bir şey döküp yakmışlar, belli. Ellerimizle toplayıp poşetlere koyduk. O ayakkabıyı tanır gibi oldum. Benim zamanında Beyazıt’tan aldığım, sonra giyilir diye köyde bıraktığım ayakkabı. Seyhan’daymış demek.” O gün geçen yıldı. Biraz emin olarak, biraz acaba diyerek beklediler ve Adli Tıp Kurumu raporu çıktı.

Seyhan’ın az fotoğrafı var, birinde ne kadar büyük görünüyor, birinde ne kadar çocuk. Evin Doğan, bir yaş geçtiği o amcası gibi tekstil işinde çalışıyor. “En azından bir mezarı olacak” diyor. Evin de öyle, arada yaşı kadar, arada koca bir kadın gibi konuşuyor.

Peki Hazni nerede? 40 gün evli kalıp KCK davasından tutuklandıktan sonra üç yıla yakın cezaevinde kalmış. Çocuğunun doğumunu, babasının ölümünü görememiş. Tahliye edildikten sonra başka bir cezasını öğrenince tekrar cezaevi kâbusu olmuş, firar etmiş. Hazni’nin nerede olduğu belli değil. Kadri Bey’in 13 mü, 14 mü, sayısını unuttuğu kardeşlerinden üçü Almanya’da. Buradaki bir ablasına şizofreni teşhisi konmuş, ilaçla yaşıyor. İki ablasının kocası da öldürülmüş çünkü. Yine de “Bizden kötü durumda olan vardır” diyor.

“Aklım yerinde değil. Konuşuyorum ama bakma içimiz çürümüş. 18 yıldır tek bayramda evimize şeker girmedi, hiçbir şeye gülesimiz gelmedi” diyor Kadri Doğan. Bir yandan Sterk TV açık, Rojava konuşuluyor. “Tamam Kürtçe konuşuyorduk ama Kürt olduğumuzu bilmiyorduk. Unutturmuşlardı. Biliyorduk da bu kadar çok olduğumuzu bilmiyorduk belki, böyle devlet falan olunabileceğini. Senelerce biz terörist olduk, diyorum ki insanlara bunları yapanlar gerçek teröristtir. Kardeşimin kemiklerini bulduk ama emri verenler nerede?”

Emir verenler… O dönem rütbelilerden biri bugün Bodrum Gümüşlük’ün DP’li Belediye Başkanı Mehmet Tire. Tire, Radikal’den İsmail Saymaz’a “Ben o tarihte hava değişimindeydim” demişti. Bir diğeri CHP’li Sivas Çepni Belediye Başkanı Hurşit İlmen. O da Mardin Komando Jandarma Tabur Komutanı olduğunu, bilgisinin bulunmadığını söylemişti. Ama bunları bir muhabirin sormasından söz etmiyoruz takdir edersiniz ki.

Cumartesi Anneleri, bugün saat 12’de Galatasaray’da 435. kez bir araya Seyhan Doğan için gelecek. Hep 13 yaşında kalacak o aydınlık yüzlü çocuk anılacak. Savcılık, kemikleri aileye teslim ettiğindeyse Mardin’de cenazesi kaldırılacak Seyhan’ın. Bir mezarı olacak.