Biri Barbie desenli bir çantayı tutuşturmaya çalışıyor, diğeri çıkartmaların durduğu rafı devirip üzerinde tepiniyor. Bir genç, onun da sevdikleri, onu sevenler var hayatta, hasır bir tabureyi kitaplara hınçla vuruyor, vuruyor. Kırşehir’in en büyük, hatta tek kitapçısı Gül Kitabevi’nin 8 Eylül’de yıkılıp yakılışının görüntüleri, insan cinsinin alçalabileceği zaviyelere dair belgesel gibi aynı zamanda. İrkiliyorsunuz. Neredeyse üç
‘Bunların burada ne işi var?’, ‘Sizi buradan süreceğiz’ temalı linçlere göz yumulurken, ezber ırkçılık teyellerinden değil, başka bir yerden patlıyor dikiş…
Azeri yazar Ekrem Eylisli’yle, kendisine yönelik linç kampanyasını konuştuk. Hocalı Katliamı yıldönümü öncesi diyecekleri vardı. Türkiye’den çağrı bekliyor.
Kürtçe türkü söylediği için öldürülen Emrah Gezer cinayetinde karar duruşması 8 Eylül’de…
Acilen müstakil bir suç olarak tanımlanmadıkça, linç artacak. Son haftalar ‘normalleşmenin’ sinyalleridir.
Telefonun diğer ucunda bağımsız aday Serap Yeşiltuna. ‘Temizlik’ vaat eden Serap Hanım Kürtler şöyle olsun istiyor…