Soma katliamı içinizi parçaladı, öfkelendiniz. Ama önce neye? AK Parti neoliberalizmini konuşmadan devam etmek ‘kader işte’ demekten farksız.
Anaerkil göçer Yörüklerin başı Pervin Çoban Savran’a Ahmet Davutoğlu demiş ki ‘Erkekleriniz nerede?’ Sarıkeçililere sorulacak soru mu bu?
Köprü ama aslında büyüme obsesyonun, rant ağının, tıraşlanan ağaçların, inşaatında ölenlerin, kayıp çocuktan Gezi paranoyası çıkarabilmenin anıtı.
Dava nasıl bir mücadele biçimi olabilir? İnsanlığa karşı suçlarla toplumlar nasıl yüzleşir? Tarihçi, avukat Serge Klarsfeld İstanbul’daydı, anlattı.
‘Bunların burada ne işi var?’, ‘Sizi buradan süreceğiz’ temalı linçlere göz yumulurken, ezber ırkçılık teyellerinden değil, başka bir yerden patlıyor dikiş…
Deniz Baykal görüntülerine “Özel değil, genel” diye ortalığı inleten kimdi? Bütün Gezi’yi beş kişi örgütlemiş olsun isterdiniz değil mi?
Bir çılgınlık daha. Başbakan ‘Kanal İstanbul’u yapacağız ama bunların havsalası almıyor’ demişti. Sanki Satürn’ün halkasını dünyaya takmaktan söz ediyoruz.
Airsoft neymiş bilir misiniz? Gündemdeki iki ismin Airsoft ahbaplığından insansız hava araçlarına, oradan Roboski’ye, oradan robot askerlere giden bir yol var.
Temel geometri bilgisi değil miydi? Paralel doğrular ancak sonsuzda kesişir. Daha evvel çok kez kesişmiş bu iki ‘doğrunun’ yanlış bildiği bir şey olamaz mı?
Garip ama gerçek. Başbakan cumartesi günü diktiği bir fidana ‘milli iradeye saygı’ ismini vermiş. Bu küçük ladini nasıl bir hayat bekliyor?