Pınar Öğünç / https://www.pinarogunc.com/yazi/kose-yazilari/hep-birlikte-operasyon-keyfi/

Hep birlikte ‘operasyon keyfi’

Airsoft neymiş bilir misiniz? Gündemdeki iki ismin Airsoft ahbaplığından insansız hava araçlarına, oradan Roboski’ye, oradan robot askerlere giden bir yol var.

Biri, iş arkadaşının eşiyle tanışmış. Olur, oluyor. Sonra belli, ortak zevklerden bahis açılmış. İkisinin de merakı varmış, Airsoft ‘oynamaya’ karar vermişler. Bu tek başına hiçbir şey değil. Taraflardan birinin ismi büyük bir yolsuzluk dosyasına sıkıştıysa da bu ilişki bize öte bir ima getirmiyor. Ama bunun bir başına anlattıkları var.

Aifrsoft bir savaş simülasyonu. Kimi hobi diyor, kimi spor. Ekseriyetle terk edilmiş bir binada yahut savaş mizanseni dekorasyonlu bir tabiat parçasında ‘oynanıyor’. Gezegeni sarmış bu ‘oyunu’ araştırdıkça gördüm ki, yaygın kanı şu: Paintball bebek işi. Hani insanların takımlara ayrılıp birbirlerini hususi paintball silahlarının boyalı mermileriyle ‘vurdukları’ oyun.

Airsoft için ‘oyun değil, zihniyet’ diye yazan var. Hatta buluşmaya oyun ya da turnuva değil, ‘operasyon’ denmesini istiyor bazıları. Hani ofisten tanış, üniversiteden ahbap, geçen ‘operasyondan’ cephe arkadaşı, toplanmışsınız, hafta sonu hep birlikte ‘operasyon keyfi’.

Kamuflajlar giyiniyorsunuz tam takım. Asker oluyorsunuz. Hakiki silahların tıpkısı ama öldürmeyen tipleri yapılmış. Yani alet edevat, dev bir endüstri şu an. Lüzumlu ekipman esirgendiğinde yakın mesafeden ateşte göz çıkarma, diş kırma ihtimalleri konuşuluyor; yaşanmış. Hayır öldürmüyor. Ama öldürme hissine yakınlaştırıyor; ölme hissine bir de. Sizi ne kadar içine soksa da bir ekranın sunduğu savaş oyunundan ve o düzlemde artan vahşetten fazlasını vaat ediyor. Güçlü kılan bir basitliği var. Yüzünüze ağaç dalı çarpabiliyor çünkü, ‘düşmanı’ vurmaya çalışırken bombardıman atlatmış süsü verilmiş gerçek bir duvara tutunarak yerden kalkabiliyorsunuz.

Airsoft, savaş fikrini mesafesizleştiriyor. ‘Savaşa karşı mısın’ beyhudeleşiyor; savaş, operasyon ayağınıza geliyor. O yüzden ruhu, okula gerçek silah getirip de arkadaşlarını tarayacak kadar cenderelenmemiş Kuzey Amerikalı ergenler, Airsoft silahlarını taşıyorlar sırt çantalarında önce. Geçen yıl kaç okulda yakalandı. Kaç soygun yapıldı Airsoft silahlarıyla. Yasalar çıkarılmaya çalışılıyor. Kaliforniya’da 13 yaşında bir genç kafasından vuruldu, yanındaki gerçek silah sanılarak. Öldü. Oysa Airsoft silahıydı taşıdığı. Polis, “Oyuncak oyuncağa benzemeli, biz nasıl ayıralım?” dedi. O mesafeden Ahmet, Mehmet nasıl ayrılabilirdi?

Robot asker milliyetçiliği

Savaş da evriliyor. Birinci nesil insansız hava araçlarından gelen malumata bakarken daha az savaşır gibi hissediyor üst rütbeli bir asker. Yüzlerce, binlerce kilometre ötede bir binadan büyük riskleri daha kolay alıyor. İçlerinden birini yok etmek ‘terörizmle savaş’ta başarı sayılacağından, yanındaki onlarca sivil kaale alınmayabiliyor. Mesafe ayarları değişmiş bu savaşın ‘kaçınılmaz hatalarını’ aklayacak askeri de sivil de mahkemeler bulunur nasıl olsa. O yüzden hâlâ Roboski’de ölenlerin evlerine sabaha karşı baskın yapılabiliyor. Gerçek savaşa dair bir iz bulabilmek, bu ‘kaçınılmaz hatayı’ aklayacak çünkü. Korucu montları toplanıyor en fazla. Keşke silah da çıksaydı.

Gizli gizli ‘robot askerlere’ çalışıyorlar, tam otonom savaş robotları. O zaman savaş iyice saydamlaşacak. Sınır ötesi operasyonlarda insansız hava araçları yüzünden her gün ölen Afganistanlılar, Pakistanlılar nasıl gezgenin umrunda değil, robot askerlere tezkere çıkarmakta ne var? Zaten tezkere çıkarmakta ne var? Ya da gerçekten Suriyeliler mi konuşuluyor şu an Cenevre’de?

Bildik askeri kahramanlıkların biteceği, cephe militarizminin nostaljikleşeceği bir çağ belki önümüzdeki. Antimilitarizmi sorgulamanın adresinin kayacağı, milli savaş teknolojisinden yeni bir tür milliyetçiliğin yoğrulacağı, siviller için hakiki savaşın görünmezleşeceği, simülasyonundan hafta sonu keyfi devşirileceği bir çağ.

Rıza Sarraf’la Gökhan Özoğuz’un Airsoft ahbaplığından buralara akabiliyor zihin.