Pınar Öğünç / https://www.pinarogunc.com/yazi/kose-yazilari/robot-askerlerin-vatani-hizmeti/

Robot askerlerin ‘vatani’ hizmeti

Yakın gelecekte katil robotların yürüttüğü savaşlar görebiliriz. Şimdiden atılması gerekli adımlar var.

Bilimkurgu türünde ‘ustalık’ mertebesinde anılan yazarlardan Isaac Asimov, 1942’de bir hikâyesinde meşhur üç yasayı tarif etmişti: 1-Bir robot bir insana zarar veremez ya da bir insanın zarar görmesine seyirci kalamaz. 2-Bir robot birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. 3-Bir robot birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendisinin zarar görmesine izin veremez.

Müşterek edebiyat ve sinema arşivi, robotların/her tür insan yapımı makinenin bu yasaları yok saymasını ele alan sayısız kara kurgu numunesiyle doludur.

Sene 2012.. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin Uluslararası İnsan Hakları birimiyle birlikte ‘İnsanlığı Kaybetmek, Katil Robotlara Karşı Durmak’ başlıklı bir rapor hazırlıyor. Ve uluslararası camiaya sesleniyorlar: Katil robotlar meselesini hemen şu anda ele almalıyız! Çünkü milyon destelerce paranın akıtıldığı savunma sanayiinin, kapıları sıkı sıkı kapalı laboratuvarlarda ‘robot askerler’e kafa yorduğunu kestirebiliyorlar.

Ahmet’i, Mehmet’i ayırmak

Söz ettiğimiz, insan müdahalesi olmadan hedefini seçen, tam otonomiyle faaliyet gösteren ölümcül robotlar ve robotik silahlar. Örneğin füze kalkanları insansızlaşma meylindeki bu savaş aletleri dünyasında mühim bir köşebaşı.

Predator’lar, Reaper’lar, ABD’nin Afganistan’da, halen Pakistan’da, Yemen’de kullandığı her tür insansız hava araçları ilk nesil olarak kabul ediliyor. İsrail’in bu sahada gayretkeşliği ortada. Nisan 2011’den beri ‘İsrailli sivilleri vurması muhtemel’ füzelerin yüzde 80’ini imha edişiyle ‘Demir Kubbe’, başarılı ilan edilmiş. Gazze sınırında gezen insansız kara aracı Guardium’ların uzaktan insan dokunuşu gerektirmeyecek şekilde programlanması mümkün. Sloganı ‘Ateşle ve unut’ olan Harpy kod adlı insansız araçlar İsrail’de olduğu gibi Türkiye’de de mevcut. Roboski katilamının ilk istihbaratının (insansız) bir Predator’dan geldiğini biliyoruz; bir adım sonra ‘vur’ emrini veren ‘insan’ın peşindeyiz o yüzden. İnsansız araçları Türkiye’nin kimler için kullandığını biliyoruz.

Uzmanlar da tam burada uyarıyor. Gidişat 20-30 yıla kalmadan otomatik karşılık veren savunma sistemlerinin, insan düşüncesini taklit eden her tür savaş edevatının bir sonraki merhalesi olan tamamen otonom robotları gösteriyor.

Robotların savaşı, daha az insan gücüne ihtiyaç duyduğu, ulusal orduların canlı zayiatını düşürdüğü ve bu yüzden de bilhassa sınırötesi operasyonları halklarına daha kolay kabul ettirebildikleri için liderlerin tercihi. Fakat uluslararası insan hakları hukuku nerede? Sivil ölümleri zaten en temel insani meselelerden biriyken, “Ahmet’i, Mehmet’i ayıramayacak” bu yapay zekâların mesul olduğu sivil ölümlerini ne yapacağız, hangi hukukla yargılayacağız?

Distopya hep robotların/makinelerin kontrolden çıkışı üzerineydi. İnsan zekâsı evde toz alanından fabrikada işçilik yapanına kadar bir kısmı insanlık için faideli çeşitli robotlar üretti; keman da çaldılar, nikâh da kıydılar, krizde işsiz de kaldılar, bir başka robotla güreş tutup üzerlerine bahis de oynandı. Savaş sektörünün müstakil robotları, zekâdan çok insani pespayeliğin limitini gösteriyor. Tarihin denk geldiğimiz evresi kritik. İnsanlıktan daha ne kadar çıkacağız?